2 Kasım 2013 Cumartesi

Eski Cuma Türküleri

Denizin Dibi Derin
 
Denizin Dibi Derin
Yüzüme Vurdu Serin
Kızlara Tuzak Kurdum
Takılmış Yeni Gelin
 
Yalla Riray Rom
Yolla Riray Riray Rom
Yolla Riray Rom
 
Derede Gürgen Dalı
Yüklen De Gel Yukarı
Kör Olası Dul Karı
Sen Mi Sandın Bekarı
 
Yalla Riray Rom
Yolla Riray Riray Rom
Yolla Riray Rom
 
Şu Derenin Ayazı
Yumurtanın Beyazı
Güngördü Deresinde
Geçirelim Bu Yazı
 
Yalla Riray Rom
Yolla Riray Riray Rom
Yolla Riray Rom
 
Deniz Dalgasız Olmaz
Yarim Sevdasız Olmaz
Gizli Sevda Çekenin
Yüreğinde Yağ Olmaz
 
Yalla Riray Rom
Yolla Riray Riray Rom
Yolla Riray Rom
 
Abdülzalim Abdülhamidoğlu 
 
 
Mezarımı kızlar kazsın
 
Mezarımı kızlar kazsın dar olsun
Etrafında lale sümbül bağ olsun
 
Alın benim çekmecemden fesimi
Ben ölürken duymasınlar sesimi
 
Alın benim çekmecemden kürkümü
Ben ölürsem söylesinler türkümü
 
Eskicuma-Rembiye Mutlu-Rüstem Avcı
 
 
’Memleketin Çayır Dikeni"
 
Memleketin çayır dikeni bana gül oldu
Annemin sitem sözleri bana bal oldu

Açıl açıl dayler
Yol verin beyler
Ben sılama varayım
(Ben vatana varayım)
Sılamda üç kız gelin olmuş
Ona nasıl dayanayım

Bizim köyün menekşesi top topak biter
Yüreğime ateş düştü hem yanar hem tüter
(Bu ayrılık bana da be ninem ölümden beter)

Açıl açıl dayler
Yol verin beyler
Ben sılama varayım
(Ben vatana varayım)
Sılamda üç kız gelin olmuş
Ona nasıl dayanayım

Bizim köyün harmanları erken savrulur
Yel estikçe evraklarım bir yana devrulur

Açıl açıl dayler
Yol verin beyler
Ben sılama varayım
(Ben vatana varayım)
Sılamda üç kız gelin olmuş
Ona nasıl dayanayım

Halime Yazar

ESKİ CUMA (Bulgarca: Tърговище, trl: Targovishte)'NİN TARİHÇESİ

Eski Cuma Kuzeydoğu Bulgaristan ovasında şimdiki adı Tърговище olan, küçük bir kasaba. Osmanlı kaynaklarında Cuma geçen 1934'ten beri Tърговище olarak anılmaktadır. Osmanlı hakimiyeti döneminde teşekkül etmiş olup bir kaza merkezi özelliği kazanmıştır. Ayrıca önemli bir pazar yeri ve İslam merkezi olarak da dikkat çeker.
Kasaba  XVI. yüzyılın başlarından itibaren Anadolu'dan yoğun Türk göçüne sahne olan bir bölgede XVI. yüzyılın ikinci yarısında kurulmuştur. Eski Cuma kazası ise güneyde alçak bir dağ silsilesi olan Preslav Balkanı tarafından ikiye bölünen büyük bir düzlük sahayı içine alıyordu. Bu bölgeye ait 1479 ve 1485 tarihli en eski Osmanlı tahrir defterlerine göre, burada sadece yerli nüsfun yaşadığı Slavca isim taşıyan dokuz hristiyan köyü bulunmaktaydı. Köylerin hepsi dağların eteklerinde yer alıyordu ve ovada herhangi bir yerleşme mevcut değildi. Bu durum, Osmanlı öncesi dönemlerde bölgenin güvensiz bir yer olduğunu göstermektedir.
 
Eski Cuma XVIII. yüzyılın sonlarında ve bihssa XIX. yüzyılda yılda bir defa kurulan panayırı ve bir zenaat merkezi oluşu ile önemli bir kasaba halinde gelişme göstermiştir.
 
Kasabanın güneybatısında 7 km. mesafede bulunan Krumov kale harabeleri bu kasabadan önceki yerleşim yeridir. Bizans İmparatoru Justinian tarafından kurulan kale, VI. yüzyıl sonlarında Slav saldırılan sebebiyle yıkılmıştır. Bulgar Krallığı zamanında zayıf bir şekilde yeniden kurulduysa da 1393'ten önceki İç karışıklıklar veya Osmanlı akınları sırasında tahribata uğramış olmalıdır. Varna Savaşı (1444) esnasında bölgenin büyük ölçüde boşalması ve ıssızlaşması, XV. yüzyıl sonlarında başlayan ve XVI. yüzyıl başlarında yoğunluk kazanan yörük yerleşmesine müsait bir zemin hazırladı. Yeni kurulmuş olan yörük köylerinin bir idari ve ekonomik merkeze ihtiyaç duymaları, Eski Cuma'nın bir kasaba olarak gelişmesine yol açtı.
 
İlk kayıtlar 1579 tarihli Niğbolu sancağı tahrir defteri'nde bulunmaktadır.
 
Burası hakkındaki ilk kayıtlar 1579 tarihli Niğbolu sancağı tahrir defteri'nde bulunmaktadır. Buna göre kasabada doksan beş hane, kırk bir mücerred müslüman; yedi hane, dokuz mücerred hristiyan nüfus yaşamaktaydı. Müslüman nüfusun % 14'ünü sonradan İslamiyet'i kabul edenler teşkil etmekte olup toplan nüfus 450-500'e ulaşıyordu. Ayrıca burası bu dönemde pazaryeri olma özelliği de taşıyordu. XVII. yüzyıla ait cizye defterlerine (1622, 1648 ve 1692) göre küçük bir Hristiyan topluluğu güneydeki dağlık kesimden inerek kasabaya yerleşmiş, bunların bir kısmı sonradan İslamiyet'i kabul etmiştir. 1692 tarihli Cizye Defteri'nde ise kasabada seksen altı hristiyanın bulunduğu kayıtlıdır. 1752 tarihli Avarız Defteri'nden de burada 373 müslüman haneye karşılık yirmi iki hristiyan hanenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Eski Cuma XVIII. yüzyılın sonlarında ve bilhassa XIX. yüzyılda yılda bir defa kurulan panayırı ve bir zenaat merkezi oluşu ile önemli bir kasaba halinde gelişme göstermiştir.
 
1844-1845 tarihli Temettuat Defterlerine göre Eski Cuma'da, 291 hristiyan haneden oluşan bir varoş ile 843 müslüman hanenin bulunduğu on bir mahalle vardı. Böylece % 94'ü müslüman Türk nüfusunun meydana gelen bir kasaba iken doksan üç yıl içinde bu nisbette düşüş olmuş ve genel nüfus içindeki müslüman Türk nüfusunun oranı % 74'e gerilemiştir. Bu gerileme daha sonra da sürdü: her iki kesimin nüfusunda artış görülürken nüfus oranlarındaki seviye giderek hristiyan nüfus lehinde kapanmaya başladı. 1873 yılında 1325 müslüman haneye karşılık hristiyan hane sayısının 717'ye yükselmiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre müslüman nüfus nisbeti % 65'e inmiştir.
 
XVII ve XVIII. yüzyılın başlanında kazadaki hristiyan köylerin dokuzundan yedisi kısmen ihtidalar, kısmen de kasabaya ve Vardun köyune vaki göçler neticesi tamamıyla İslamlaştı. Buna karşılık kazadaki otuz yedi müslüman köyunde başka bir gelişme görüldü ve bu köylere hristiyan nüfus yerleşmeye başladığı gibi mevcut hristiyan nüfusta da artış meydana geldi. 1873'de Işıklar, Dalgaç, Elvanköy ve Yavaşköy de nüfusun çolunluğunu hristiyanlar oluşturuyordu. Kasaba ve köylerdeki bu değişiklikler bilhassa Bebrova bölgesinde, dağlık kesimde yaşayan Bulgarlar'ın göcü ve Bulgar hane ölçüsündeki büyümeyle ilgilidir. Niketim kasabada hane başına 4,25 müslüman şahıs düşerken bu sayı hristiyanlarda 4,92 idi: köylerdeki rakamlar ise hristiyanlar lehine daha büyüktü.
 
Türk nüfusun üçte biri buradan ayrıldı, onların yerleri yeni Bulgar göçmenler tarafından dolduruldu.
 
Osmanlılar dönemine göre (1868-69), Eskı Cuma'da on cami, altı medrese, bir tekke, bir hamam, 566 dükkan ve üç kilise bulunuyordu. Ancak Bulgarlar'ın bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra kasaba'nın gelişmesi durdu. Türk nüfusun üçte biri buradan ayrıldı, onların yerleri yeni Bulgar göçmenler tarafından dolduruldu. Daha az ölçüde olmakla birlikte köylerde de aynı olaylar yaşandı. 
 
Bügün kasabadaki mahalli tarih müzesinde yıkılmış camilerin fotografları ile birlikte bazı Osmanlı kitabeleri bulunmaktadır. Osmanlı dönemi yapılarından sadece Saat Cami ayakta kalabilmiştir. Bu bina, Hamidi adlı bir şaire ait güzel yazılı kitabesinde belirtildiği üzere, 1806'de Eski Cuma ayanı Mollaza'de Ali Bey tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Caminin avlusunda Ati Bey'e ve annesi Emine Hanım'a ait mezar taşlan yer almaktadır. 1970'lerde müslüman cemaat tarafından restore edilen cami halen ibadete açık durumdadır. Tırgovişte'nin birkaç kilometre batsındaki Kızana köyünde (şimdiki adı Momina), civardaki müslümanların çok itibar ettiği Kızana Sultan'a ait bir Bektaşı tekkesi bulunmaktadır. 1989-1990 yıllarındaki siyasi değişiklikler sonrasında burası yeniden açılmıştır.